Bilgi İşçileri
Canbey-Özgüler, Verda (2015). Bilgi İşçileri, Eskişehir Sanayi Odası Dergisi ESO Dergi, 4 (10), 82-83 (İlgili derginin web adresi bulunamadığından link verilememiştir)
1950’ler ve 1960’larda Fritz Machlup ve Peter Drucker tarafından ilk kez tanımlanan “bilgi işçisi” kavramı aradan geçen yaklaşık 60 yıllık zaman içerisinde değişip, dönüşmekle birlikte geçerliliğini korumaktadır. Günümüzde veri analistleri, ürün geliştiriciler ve planlayıcılar, araştırmacılar gibi üretim sürecinde enformasyon ve bilgi kullanan, yaratıcılık yönü ağır basan çalışanlar bilgi işçileri olarak tanımlanmakta ve mavi yakalı işçilerden bilgiyi üretim sürecinde dönüştürme-kullanma özellikleri ile ayrılmaktadırlar. Bilgi işçisi ile ilgili tanımlar; veri, enformasyon ve bilginin hiyerarşisine dayalıdır. Bilgi işçisinin tanımı metodolojik ve teorik temeli olmadığı yönünde eleştirilere uğramakla birlikte bilgi işçileri mesleki bir grup değildir. Bilgi işçisi tanımlanırken, endüstriyel değişimler üzerinde durulmaktadır. AR-GE, ürün geliştirme gibi faaliyetler, reklam, eğitim, hukuk gibi profesyonel hizmetlerde çalışanlar da bilgi işçisi olarak tanımlanmaktadır. Bilgi işçilerinin sahip oldukları yetenekler analiz-sentez yapabilme, bilgiyi işin gereklerine göre dönüştürebilme, çeşitli değişkenlerle problemleri çözebilme olarak belirtilmektedir.
Bilişim ve iletişim teknolojilerine dayalı olan günümüz bilgi ekonomisinde en önemli bileşenlerin ürün geliştirme ve yenilik yapabilme kapasitesi olduğu düşünüldüğünde, bu yeni ekonomik çevre, işletmeler üzerinde rekabetçi baskı yaratmaktadır. Giderek fordist kitle üretiminin yerini alan post-fordist esnek üretim biçimleri işgücü açısından da farklı koşullar yaratmaktadır. Bilginin önemli bir üretim faktörü haline geldiği yeni teknolojiler ile oluşan çevre içinde, işçilerin beceri gereklerinde de farklılıklar ortaya çıkmakta neredeyse tüm çalışanların bilgi işçisi olması ya da bilgi işçisi olma yolunda öğrenen işçiler olması istenmektedir. Japonya’da otomotiv sektöründe çalışan işçiler bu konuda verilebilecek en iyi örneklerden biridir. Diğer montaj hattı işçilerinin tersine Japon işçiler problem çözme ve firma genelinde performans geliştirme uygulamalarına dâhil olma özellikleri ile işletme performansı üzerinde önemli rol oynamaktadırlar. Bilgi tabanlı alanlarda bilgilerin toplanması, analiz edilmesi ve değer yaratılması bilgi işçileri tarafından yapılmakta ve mavi yakalı işçiler yerlerini bilgi işçilerine bırakmaktadırlar. Tarımdan sanayiye geçiş ile nasıl çiftçiler bir günde işçi olamadılarsa, mavi yakalı işçiler de bir günde bilgi işçisine dönüşemeyeceklerdir. Bu aşamada eğitim ve altyapı önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşanan gelişmelerle özel profesyonel beceriler (yaratıcılık, öğrenme, tartışma, bilişim iletişim teknolojileri kullanımı) gerektiren işler artmaktadır. Üretim süreçlerinde hizmetlerin payı çoğalmakta, otomasyon ile pek çok imalat işi ortadan kalkmaktadır. Bu noktada sorunlar da ortaya çıkmaktadır. Bilgi işçisi/becerili işgücü sayısı azlığı yanında imalat ve mavi yakalı işçiler için de beceri gerekleri artmaktadır (Canbey Özgüler, 2004).
Genel olarak özetlemek gerekirse bilginin kullanılması ve geliştirilmesine yönelik işlerde çalışanlar bilgi işçisi olarak tanımlanmaktadır. İlk önceleri hizmetler sektörünün belli işlerinde, uçak bileti satıcılığı vs. bilgi işçisi denilmekte iken bugün tanım, beyin gücü ile çalışanları kapsayacak şekilde genişlemiştir. Şu anda geniş bir alanı kapsayan bilgi işçisi tanımlaması; bilgi üreticileri (bilim adamı, araştırmacı, uzman, yazılım mühendisleri, biyoteknoloji mühendisleri), bilgi taşıyıcıları (öğretmenler, kütüphaneciler, profesyonel iletişim işçileri), bilgi işlemcileri (idari işler ve sekreterlik hizmetleri), ve altyapı personeli (makina operatörleri, bakım personeli) olarak sınıflandırılmaktadır (Bozkurt, 2000: 125).
Bu tip işçiler işgücünün en hızlı büyüme gösteren alanını oluşturmaktadırlar. Yeni teknolojiler, rutin çalışma yerine karmaşık düşünmeyi gerektiren işleri ortaya çıkarmaktadır. Bilgi işçileri, zekâlarını ve fikirlerini ürüne, mal ve hizmete dönüştüren, sahip oldukları bilgiyi satarak veya ticaretini yaparak herhangi bir şekilde verebilen, sürekli öğrenen/öğrenme isteği olan/öğrenmeye zorunlu olan, kendini geliştirmek zorunda olan işçilerdir (Brown, 1999: 1).
Günümüzde yaşanan küreselleşme ve artan teknolojik gelişmeler sonucu, çalışma yaşamında giderek sayısı artan bilgiye dayalı işler bilgi işçisi tanımının da genişlemesine yol açmıştır. Hatta günümüz yönetim anlayışında üretim sürecinde yetenekleri kullananlar ve kullanmayanalar olmak üzere ikili bir ayrıma gidilmektedir. Bu ayrımı yapmayan, yaratıcı yeteneği olan bilgi işçilerini öğrenen işçiler olarak kabul edip geliştiremeyen firmalar için uzun dönemde varlığını sürdüremeyeceği vurgulanmaktadır (Hagel – Brown & Davison, 2010).
Ekonomik büyümede önemli bir yeri olan bilgi ekonomisi uygulamaları yazılım, pazarlama, dizayn, tüketici kararları gibi alanlarda rekabetçi avantajlar elde etmenin önemini vurgulayan ve geliştiren yönleri ile şirketler açısından önemli yatırım alanları olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomide küreselleşme ve artan rekabet, bilgiye yatırım yapmayı ve bilgi işçisi potansiyelini artırmayı zorunlu hale getirmiştir.
Kaynakça
Canbey–Özgüler, V. (2004). Yeni Ekonomide Bilişim İletişim Teknolojileri (BİT) ve Bilgi İşçileri, İş Güç: Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, 6 (2).
Bozkurt, V. (2000). Enformasyon Toplumu ve Türkiye, Sistem Yayıncılık: İstanbul.
Brown, Bettina L. (1999). “Knowledge Workers, Trends and Issues”, http://ericacve.org/docs/tia00072.pdf, (Erişim Tarihi: 21.05.2004).
Hagel, J. – Brown, S. J. & Davison, L. (2010). Are All Employees Knowledge Workers?, http://www.hbr.org, (Erişim Tarihi: 10.06.2015).


